Doğan Cüceloğlu/Bir yetime yardım

BİR YETİME YARDIM!

Küçük yaşta babası ölünce annesini yeniden evlendirmek üzere ondan ayırdılar. Dedesi ilgisiz, bilgisiz ve duygusuz biri olarak onunla hiç ilgilenmedi. Sokaklara düştü, parklarda uyudu. Kamyon üstünde memleketten Ankara’ya geldi. Kendi gibi bir çocukla Kuğulu Park’ta takılırken okunup atılmış bir gazeteden Güniz Sokak’ta oturan amcanın seçimi kazandığını öğrendi. Arkadaşını ikna etti adı verilen sokağa yürüdüler. O amcanın Güniz Sokak’taki evinin çevresinde çok polis vardı, onları eve yaklaştırmadı. Misafirlerini kapının dışına kadar uğurlayan amca bu iki köylü çocuğunun uzaktan kendisine baktığını gördü; ‘Buraya gelin’ anlamında el etti.

Gittiler. Ne istediklerini sordu. Okula gitmek için devletin yetiştirme yurduna konulmak istediklerini söylediler. Amca cebinden elli lira çıkardı, “Taksi ile Kızılıay’a gidin; parti merkezinde şu isimli Bey’le konuşun, benim gönderdiğimi söyleyin, bekleyin orada, fırsat bulunca ben telefon edeceğim. O size yardım edecek!” dedi.
Para vermesi yetim Şevki’nin gücüne gitti; “Biz para istemiyoruz, Kızılay’a yürürüz,” dedi. Amca gülümsedi, başını okşadı. Gülümseyince seyrek dişleri görünüyordu. “Yürüyerek yorulmayın; ben arayacağım; okula gittiğinizde iyi öğrenci olun, çalışkan olun,” dedi.

Kızılay’da Parti Merkezi’nde görevli içeriye sokmak istemedi, zorla içeri girdiler; Amca’nın ismini verdiği Bey’in başı çok kalabalıktı, görüşemediler. Arkadaşı, “Bunlar bizi umursamaz; burası çok kalabalık, gidelim,” dedi. Yetim Şevki, “Amca söz verdi; telefon edecek, o zaman bizi arayacaklar ve yardım edecekler,” diyerek kalmak için ısrar etti. Arkadaşı umutsuz, omuzunu silkti.
Koridorda bir saatlik bekleyişten sonra bir görevlinin telaşla, “Nerede o çocuklar?” diye koridorda seslendiğini duydular. Amca aramıştı.

Ve böylece yetim Şevki Dinçal, Çocuk Esirgeme Kurumu’nda yer buldu; okudu, Polis Akademisi’ne gitti. İl emniyet Müdürü olarak emekli oldu.

Süleyman Demirel, Güniz Sokak’ta kendine uzaktan bakan iki köylü çocuğunu görmüş, adam yerine koyup çağırmış, ilgilenmiş ve sonrasında telefonla takip etmişti.

Dostum Şevki Dinçal gözleri sevgi ile parlayarak ondan “Baba” diye söz eder.

Ben nereden biliyorum? Şevki Dinçal’ın 2008 yılında yazdığı kitaptan: İçimizdeki Yarın. Ankara: Yurt Kitap-Yayın.

Bu öykü beni çok etkiledi. Allah rahmet eylesin.

Yorum yapın


Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.